11. Hukuk Dairesi 2023/4573 E. , 2024/6202 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/921 Esas, 2023/816 Karar
HÜKÜM : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi
SAYISI : 2021/198 E., 2021/903 K.
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, Yargıtayca duruşma istemli olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne, dava konusu meblağ 358.160,00 TL’nin altında bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin ikinci fıkrası gereğince duruşma isteğinin reddine karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıya muhtelif faturalar tahtında mal satıp teslim ettiğini, davalının faturaları tebliğ aldığını ve kayıtlarına işlediğini ancak fatura bedellerini ödemediğini, bunun üzerine müvekkilince davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığını, takibin, davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının takip dayanağı faturalara konu malları müvekkiline teslim etmediğini, müvekkili şirket çalışanlarının hatası sonucu faturaların sehven ticari defterlere kaydedildiğini, müvekkilinin hatayı fark eder etmez davacıya 31.12.2020 tarihinde 278.884,26 TL’lik iade faturası düzenlediğini, davacının iade faturasını noter marifetiyle iade ettiğini, oysaki davalının davacıdan 5.940,20 TL alacaklı olduğunu, davacı gerçek bir alışverişe dayanmayan ve teslim edilmeyen mallar nedeniyle sahtecilik suçu işlemiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyaya celbedilen BA ve BS formlarından tarafların ticari ilişki içinde bulunduğu, davacının satış bildirimi karşısında davalının alış bildirimi yaptığı, davalının faturaya yasal süresi içerisinde itiraz etmediği halde süresi geçtikten sonra mal teslimi yapılmaması nedeniyle iade faturası kestiği, davacı tarafın ise iade faturasını kabul etmeyerek ihtaren iade ettiği, tarafların defter ve kayıtları arasındaki farkın davalının iade ettiği faturayı defter kayıtlarına işlemesinden kaynaklandığı, davalı tarafça faturaya süresinde itiraz yapılmadığından fatura içeriği kabul edilmiş sayılacağından sonradan yapılan mal tesliminin yapılmadığı itirazı noktasında ispat yükü davalı tarafa geçmiş olacağından, hizmeti almadığına yönelik iade faturası dışında başkaca delil bulunmadığı gibi, mal alımını destekleyen BA formları mevcut olup, davalı tarafça inkar edilen mal teslimi olgusunun ispatlandığı, davalı tarafça kesin delille ödeme yapıldığının ispatlanmadığı dikkate alınarak, bilirkişinin ek raporunda tespit ettiği davacı alacak bedeli olan 272.943,99 TL asıl alacak miktarı yönünden kısmen kabulüne, takip konusu asıl alacak likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatına karar verildiği, davacının takipten önce davalıyı temerrüde düşürdüğünü ispat edemediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, takibe vaki itirazın 272.943,99 TL asıl alacak üzerinden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine ve asıl alacağının %20’si oranında 54.588,80 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; uyuşmazlığın tamamen şekli olarak incelendiğini; yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının davaya konu faturaya dayalı ürünleri davalıya teslim ettiğini ispatlaması gerektiğine yönelik tespitine rağmen Sayın mahkemece sadece 8 günlük faturaya itiraz süresi geçtiği için ispat külfetinin müvekkilde olduğunu ve ödemenin yapılmadığı gerekçesiyle davayı kabul ettiğini; alacağın varlığı yargılamayı gerektirmesi ve alacağın likit olmaması nedeniyle inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kanıtlar toplanmadan karar verildiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirttiği hususları tekrar ederek kararının bozulmasını istemiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, itirazın iptali istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,
2. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67 nci maddesi
3. Değerlendirme
1. Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin karara yönelik davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2. Davalının, davacı yanca icra takibine dayanak yapılan faturaları ticari defterlerine kaydettiği ve BA formuyla ilgili Vergi Dairesine bildirdiği anlaşılmakta olup bu durumun faturalara konu malların davalıya teslim edildiğine dair bir karine oluşturacağı gözetildiğinde İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerinin, karinenin aksini ispat külfetinin davalıda olduğuna yönelik kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak davalı yanca, cevap dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmış olup İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, ispat külfeti üzerinde olan davalıya yemin hakkı hatırlatılmadan karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. SONUÇ: Yukarda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, 6100 sayılı Kanun’un 373 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 10.09.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.